Dünya ekonomisinde işlerin 7 yıldır rayına oturmadığı ve içinde bulunduğumuz coğrafyada yaşanan sıkıntılı tabloya rağmen ekonomimiz ihracat ve ihracatın desteklediği sanayi ile büyümeye devam ediyor. Bu başarının yakalanmasında devletin ve özel sektörün ortaklaşa çalışması önemli rol oynamaktadır. İnşallah Türkiye’mizi 2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına el birliğiyle taşıyacağız.
Bu noktada Türkiye ekonomisine yön veren şehirlerin başında yer alan Bursa’mızın ve ülkemizin 2023 hedefleri doğrultusunda Bursa Ticaret ve Sanayi Odası olarak 16 Makro Proje belirledik. Bu projelerimizin 7’sine 1 yıl gibi kısa bir sürede start vermeyi başardık. Firmalarımızın sektörleriyle ilgili gelişmeleri yakın takip etmeleri ve ihracatçı bir kimliğe dönüşmelerine katkı sağlamak amacıyla Küresel Fuar Acentesi Projemizi hayata geçirdik. Bursa iş dünyası ile yurt içi ve yurt dışındaki önemli alıcı grupları üyelerimizle buluşturduğumuz Ticari Safari Projemizin startını verdik. Üyelerimizin ve firmalarımızın gelişimine katkı sağlamak amacıyla gerçekleştirdiğimiz BTSO Akademi ile birlikte Yeşil Büyüme, Payitaht Çarşısı ve Gökmen Projemiz de startını verdiğimiz ve Bursa’ya değer katacak diğer önemli çalışmalarımız arasındadır.
BTSO ile Bursa iş dünyasını bütünleştiren ve kentin ortak aklını harekete geçiren en önemli çalışmalarımızın başında sektörel konsey yapılanmamız geliyor. Yönetim kurulumuz, meclis ve komite üyelerimizin yanı sıra akademisyen, işadamı ve bürokratları bir araya getirerek Türkiye’deki oda ve borsalar arasında ilk kez oluşturduğumuz 18 sektörel konseyimiz Bursa’mızın ve ülkemizin 2023 hedefleri doğrultusunda çalıştaylarını gerçekleştirdiler. Bu çalıştayların ardından da sektörlerimizin yol haritalarını belirleyen raporlarını hazırladılar ve biz de BTSO Yönetimi olarak bu raporları Bursa kamuoyuna sunmaya başladık.
Bu noktada Tekstil ve Hazır Giyim Konseyimiz de tekstil sektörünün geleceğine ışık tutan ve stratejik adımları içeren raporunu hazırladı.
Çalışmalarımızın odak noktasını 51 komitemizden gelen sektörel talep ve öneriler oluşturuyor. Bursa iş dünyasının nabzını tutan komitelerimiz, kentin ortak aklını harekete geçirme noktasında da önemli bir güç konumunda bulunuyor.
Komitelerimizden gelen talepleri de BTSO Yönetimi olarak sizlere aktarma fırsatı buluyoruz.
Bildiğiniz gibi Türkiye’de Tekstil ve Hazır Giyim Sektörü kapasitesini ihracat odaklı oluşturmuş, sektör büyümesi dış talep odaklı sağlanmıştır. 2005 yılı itibariyle dünya ticaretinde yapılan serbestleştirmeler ile birlikte Türkiye’deki tekstil sektörü Çin ve Asya ülkeleriyle ciddi bir rekabete girmiştir. Söz konusu ülkelerin ucuz işçilik maliyetleri Türkiye’de sektörü ciddi ölçüde zorlamıştır. Bu rekabet baskısı karşısında sektör son yıllarda yüksek katma değerli üretime yönelmiştir.
2013 yılında tekstil sektörümüz dünyadaki krize rağmen ihracatı 8,5 milyar dolara ulaşmıştır. Tekstil sektörü, kayıtlı istihdama en fazla olanak sağlayan sektör olması sebebiyle Bursa için de büyük önem taşımaktadır. Bursa’da mevcut pek çok tekstil şirketimiz hazır giyim firmalarına giyimlik kumaş üretimi yapmaktadır. Üretim sürecinde kullanılan ve PFD kumaşlar olarak nitelendirilen ham kumaşlarda Anti Damping uygulamasının mevcut olması nedeniyle bu ürünler Endonezya üzerinden ithal edilmektedir. Söz konusu ürünler baskı ve boya işlemleri ile katma değer katılarak Türkiye’den ihraç edilmektedir.
Ülkemizdeki ihracatçıların Çin, Hindistan gibi rakiplere karşı hızlı üretim- hızlı ulaştırma olanağının kullanılabilmesi ancak ve ancak ham haldeki PFD Mensucatın baskı- boya üreticisinin stoklarında bulunması ve hızla baskı boya işlemi yapılarak konfeksiyon imalatçısına ulaştırılması ile mümkündür.
Sektörde firmalarımızı tedirgin eden bir diğer hususta Çin, Hindistan ve Malezya menşeli polyesterden düz iplikler konusunda açılan Damping soruşturmasıdır.
Bilindiği gibi polyesterden düz iplikler tekstil sektöründe çok geniş bir kullanım alanına sahip olup, ev tekstili, giyimlik kumaşlar, fantezi iplik imalatı ve halı dokumacılığı gibi pek çok alanda kullanılmaktadır. Türkiye’de polyester düz ipliklerin tüketimi her geçen gün artış göstermektedir.
Yerli üreticilerin son dönemde yaptıkları yatırımlar bahse konu ürünün toplam yurt içi talebine göre çok geride kaldığından oluşan açık doğal olarak ithalat yoluyla temin edilmektedir. Ayrıca soruşturma kapsamındaki üretici firmaların uzun ürün teslim süreleri, tekstil firmalarının uluslararası pazarlardan gelen talepleri vaktinde karşılamalarını çıkmaza sokmaktadır. Soruşturma konusu polyesterden düz iplikleri üreten birkaç adet firma mevcutken, söz konusu ürün grubunu üretimlerinde ara mal olarak kullanan tekstil firmalarının sayısı Türkiye genelinde binlerle ifade edilmektedir.
Sonuç itibarıyla, soruşturma konusu ürünlerde yürürlüğe konulacak herhangi bir ek vergi, yurt içi üretimi desteklemekten ziyade, son yıllarda üretim ve ihracat alanında kendini toparlamış binlerce firmamızı olumsuz etkileyecektir. Polyesterden düz ipliklerde olası bir ek vergilendirme tekstil ve hazır giyim sektörleri için 2011 yılında yürürlüğe konulan kapsamlı ek vergilerin sonucunda yapılmış olan yeni yatırımlar ve makine alımlarının olumlu sonuçlarına zarar verecek ve tekrar bir haksız rekabet durumu oluşacaktır.
Toplantımıza katılarak bizi onurlandırdığınız için bir kez daha teşekkür ediyor, toplantıda alınan kararların firmalarımıza, kentimize ve ülkemize hayırlara vesile olmasını diliyorum.
|
